Kamu yatırım şirketi Metaplanet, Japon yeninin devam eden düşüşüne yanıt olarak portföyüne Bitcoin'i (BTC) ekledi.
Tokyo merkezli şirket, 13 Mayıs'ta yaptığı resmi açıklamada Metaplanet'in hazine yönetiminde “stratejik bir değişim” yaptığını ve Bitcoin yaklaşımına öncelik verdiğini duyurdu.
Şirket, “Bu hamle, Japonya'da devam eden ekonomik baskılara, özellikle de yüksek düzeydeki devlet borcuna, uzun süreli negatif reel faiz oranlarına ve bunun sonucunda zayıf yene doğrudan bir yanıttır” dedi.
Duyuru, Metaplanet'in kasasında şu anda ne kadar Bitcoin tutulduğunu veya tutulmasının beklendiğini belirtmiyor. 10 Mayıs'ta Metaplanet, ortalama 10,2 milyon yen veya 65.000 $ fiyatla toplam 117,7 BTC (7,19 milyon $) satın aldığını duyurdu. Metaplanet'in piyasa değeri yaklaşık 3,5 milyar yendir.
Metaplanet'in Bitcoin satın alması, şirketin Nisan ayı başında yeni Bitcoin odaklı stratejisini açıklamasından ve 6,5 milyon dolar değerindeki ilk BTC alımını tamamladığını duyurmasından birkaç hafta sonra gerçekleşti.
Bu hamle, sosyal medyada büyük ilgi uyandırdı ve Metaplanet'in Tokyo Menkul Kıymetler Borsası'ndaki hisse fiyatında keskin bir artışa neden oldu. Metaplanet hisseleri, şirketin Nisan ayında Bitcoin satın aldığını duyurmasından birkaç saat sonra 20 JPY'den (0,13 $) 35 JPY'nin (0,22 $) üzerine çıktı.
Metaplanet, Bitcoin'e stratejik geçişinden önce öncelikle geleneksel yatırım alanında faaliyet gösteriyordu. 1999 yılında kurulan Metaplanet, başlangıçta otelcilik, yatırım hizmetleri ve yatırımcı ilişkileri danışmanlığı faaliyetlerini yürütüyordu.
İle ilgili: Jack Dorsey Şirketinin Bitcoin Satın Alma Planını Açıkladı
Haber, Metaplanet'in önde gelen pazar araştırmacısı Dylan LeClair'i Bitcoin stratejisi direktörü olarak atamasından birkaç gün sonra geldi.
Metaplanet CEO'su Simon Gerovich, şirketin daha fazla Bitcoin satın almasıyla ilgili 9 Mayıs X gönderisinde “Bu sadece başlangıç” dedi.
Japon yeninin, 2024 yılında ABD doları karşısında majör para birimleri arasında en kötü performans gösteren para birimi olduğu biliniyor ve en son Nisan ayında 1990'larda görülen rekor düşük seviyelere geriledi. Yerel kaynaklara göre yenin son üç yıldaki değer kaybı büyük ölçüde iç ve dış faiz oranları arasındaki farktan ve artan ticaret açığından kaynaklanıyor.